Büyük Üçlünün Ötesinde: Eskişehir'in "Mahalle Parkı" Kültürü ve Saklı Vahaları

Eskişehir denilince akla Sazova'nın masalsı şatosu, Kentpark'ın plajı ve Şelale Park'ın manzarası gelir. Ancak Eskişehir'in "Avrupa Kenti" veya "en yaşanabilir şehir" unvanlarını almasının asıl sırrı bu devasa vitrin parklarında değil, şehrin damarlarına işlemiş o saklı vahalarda gizlidir: mahalle parklarında.

Burası, apartman hayatının yoğun olduğu bir şehirde, her 500 metrede bir karşınıza çıkan, insanların gerçek "arka bahçesi" olan bir yer. İşte Eskişehir'de yaşamı bu kadar kaliteli kılan o park kültürünü mercek altına alıyoruz.

Sadece Bir Çocuk Parkından Fazlası

Eskişehir'deki mahalle parkı anlayışı, sadece bir kaydırak ve iki salıncaktan ibaret değildir. Bu alanlar, sosyal hayatın merkezleridir:

Sosyalleşme Noktaları: Akşamüstü olduğunda, bu parkların bankları, günün yorgunluğunu atan komşuların, çekirdek çitleyerek sohbet eden ailelerin buluşma noktasına dönüşür.

Yaşayan Alanlar: Birçok park, içindeki küçük spor sahaları (basketbol, voleybol) ile gençlerin, açık hava spor aletleri ile de yetişkinlerin enerjisini attığı yerlerdir.

Yeşil Koridorlar: Özellikle Batıkent veya Çamlıca gibi planlı bölgelerde, parklar birer "yeşil koridor" oluşturur. Bir parktan diğerine yürüyerek, araba gürültüsünden uzakta kilometrelerce gezinebilirsiniz.

Her Semtin Kendi Yıldızı Var

Her ne kadar Sazova gibi devasa olmasalar da, Dede Korkut Parkı gibi bazı büyük mahalle parkları, içinde barındırdığı yürüyüş göleti, piknik alanları ve tematik bölümleriyle Sazova'ya adeta nazire yapar. Bu parklar, o semtte yaşayanların başka bir yere gitme ihtiyacını ortadan kaldıran, kendi kendine yeten ekosistemlerdir.

Eskişehir'de yaşamak, Sazova'ya arabayla gitmek değil, evinizden çıktığınızda iki dakika içinde ayağınızı çimene basabilme lüksüne sahip olmaktır. İşte bu yüzden Eskişehir, yeşili vitrininde değil, hayatın tam içinde tutan bir şehirdir.